MODERN DOKUMA MAKİNALARI
 TEKSTİL TASARIMI
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
     Dokuma makinaları günümüzde yüksek hızlarla üretim yapabilen ve teknolojinin en son gelişmelerinden yararlanan makinalardır. Dakikada atılan atkı sayısını (yani devir sayısını) 800’ün üzerine çıkardıkları gibi dokuma enlerinde 3.5 – 4 m. Gibi  büyük genişliklere ulaşmış bulunmamaktadırlar. Ağızlık sistemlerinde elektronik  programlama giderek yaygınlaşmakta ve tüm tezgah fonksiyonlarının mikroprosesörle kontrolü mümkün olmaktadır. Dokunacak kumaşın  ve kullanılacak ipliğin durumu göz önüne alınarak en uygun dokuma makinası tipini seçmek mümkündür. Her tip kumaşı dokuyabilecek tezgahların yanında, özel bir tip kumaşı  dokuyabilenleri de bulabilmekteyiz. 

 



    Çatışma hızlarındaki artış, kumaş kalitesini de olumsuz etkilememiştir.  Makinaların çok hassas yapılması ve bilhassa atkı ve çözgü gerilimlerinin çok iyi düzenlenmesi mümkün olduğundan, kumaş kaliteleri oldukça iyileştirilmiştir.

Modern tezgahlardaki gelişmenin bundan sonra özellikle elektronik mühendisliğinin etkisinde kalarak kapsamlı bir otomasyona doğru gideceği, desenlendirme konusunda da bu olanaklardan geniş çapta yararlanılacağı umulmaktadır.

Dokuma kumaşların tekstil dünyasındaki rakipsiz yerini koruduğu sürece, dokuma makinalarındaki gelişmelerin süreceği de kuşkusuzdur. Bu sahada farklı sistemlerin ve teknolojilerin yüksek seviyeli bir yarış içerisinde bulunmaları gelişmelerin takibini dahi zorlaştırmaktadır. Böylelikle dokuma makinası adım adım insanın yapabileceği işleri devralmaya devam etmektedir.

 



DOKUMA MAKİNALARININ TEKNOLOJİK GELİŞİMİ

            Bugün dünyada yaklaşık 3.000.000 mekikli dokuma  tezgahının bulunduğu var sayılmaktadır. Bu durumda mekikli tezgahların sayısal oranı % 85 civarında olduğu halde bunların üretimdeki payının % 64 dolaylarında kalması çok dikkat çekicidir.

            Yukarıda verilen tablonun incelenmesiyle dokuma makinalarındaki teknik gelişmenin seyri hakkında bir sonuca ulaşmak mümkün olabilir.

            1955 yıllarında uygulamaya geçilmiş olmasına rağmen, mekiksiz dokuma makinaları imalatı 1958 ile 1965 arasında önemli bir ticari seviyeye ulaşmamıştır.  Bunun nedenlerini anlayabilmek için dokuma makinalarının  genel teknolojik gelişim içersindeki durumunun düşünülmesi şarttır.

            Yeni bir icada dayanan  teknik bir adım belli bir seviyeden başlayarak gelişmesini sürdürür. Başlangıcında  yavaş, daha sonra ise hızlı bir evreden geçerek belli olgunluğa erişince durulur.

            Bundan sonra aynı konuda yapılan başka bir icat ise öncekinin olgunluk seviyesinin üstünden başlar, yani bir sıçrama yaparak gelişme gösterir. Esas teknik gelişme ise bu adım adım yükselip, arada sıçramalar yapan gelişim basamaklarının bileşkesi olacaktır.

            Normal olarak gelişim basamaklarının olgunluğa erişmesinde geçen  zamanın giderek kısalması gerekir. Ancak bazen aşırı  uzun veya aşırı kısa gelişim periyotları da görülebilir.

            Her gelişim evresiyle teknolojik seviye ve ekonomik  seviye ve  ekonomik durum daha da yükselecektir.

            Teknik ilerleme hızlı olduğu  takdirde, yeni bir üretim tekniği gelişimini tamamlayamadan  sonraki bir icat onu geçecektir.

            



Modern dokuma makinaları da yukarıda açıklanan kurallara uygun olarak tesadüfi icatlarla değil, sistematik çalışmalar sonucunda ortaya konulmuştur. Mekiksiz dokuma makinalarının araştırma ve geliştirilmesi bu sebepten çok pahalı olup yalnızca büyük firma veya firmalar grubu tarafından finanse  edilebilmektedir.

            Otomatik mekikli dokuma makinalarının geliştirilmesi ortalama 20 ile 30 bin saatlik bir çalışmayı gerektirmiş ve böylece gelişim maliyetleri makinanın  satış fiyatından yaklaşık iki yüz kere  daha yükseğe patlamıştır.

            Mekiksiz dokuma makinalarının geliştirilmesi ise çok daha fazla zaman almış ve ortalama 60 ile 100 bin çalışma saatine ulaşmıştır.  Bunların geliştirme maliyetleri de otomatik mekikli  tezgahların  10 katı olmuştur. Aynı şekilde gelişim periyotlarının da  10 yıl  kadar olacağı tahmin edilmektedir.

            Mekiksiz dokuma  makinalarının yüksek araştırma ve  geliştirme  masrafları büyük hesaplamaları, ölçümleri ve testleri gerektirmelerinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca makine  tasarımının yüksek teknolojik seviyesi ile karmaşıklığı da bu maliyeti çok artırmaktadır.

          

 



  Tamamıyla  yeni bir dokuma sisteminin araştırma ve geliştirilmesi için en az 200-400 bin çalışma saatini  kapsayan  bir kumaş üretiminin planlanması gerekli olmaktadır. Eğer geliştirme periyodu  10 yılı aşmıyor ise o zaman belirli sayıda işçilerden  kurulan ekiplerin kendi konuları  üzerine konsantre olmaları ve uzmanlaşmaları sağlanmalıdır.

            Modern makinaların araştırma ve  geliştirme çabalarının oldukça  büyük bir riski de mevcuttur. Bazen uzun yıllar üzerinde çalışıldığı  halde olumsuz neticeler   alındığı için  bırakılması icap eden dokuma sistemleri de oluşmuştur.

            Öte yandan, başarılı bir biçimde ve zamanında ortaya konulan bir araştırma ve geliştirme ürününün, satışa fiyatı emsallerinden çok yüksek olan üstün bir teknolojik  seviyeye ulaşması da mümkün olabilir.  Böyle bir başarı makine imalatçısına ekonomiklik sağlar ve teknolojik  ilerlemenin esas itici gücünü daha mükemmele eriştirme çabaları oluşturur.

            Teknik seviyenin yükselişi hiç şüphesiz satış fiyatını da önemli ölçüde artıracaktır. Bu artış sınırsız olmayıp, örneğin belli  bir makinanın teknik seviyesi dünya standartlarının % 19’unun üzerine çıkığı zaman, satış fiyatının da ortalama piyasa fiyatlarının % 15-20’si oranında yükseleceği ileri sürülmektedir.

            Teknik seviye ile fiyatın bağımlı olması makine  imalatında iyi düzenlenmiş, bilimsel esaslara dayanan ve araştırma geliştirme faaliyetlerine önem veren firmaların kurulmasına teşvik etmiştir.

            Bu bağıntı günümüzde ileri teknoloji seviyesine sahip dokuma makinalarının  niçin bu kadar pahalı olduğunu da açıklamaktadır.

            Bundan başka, eğer üretim mevcut teknik seviye ile uyum  sağlayamıyor ise, o  zaman  aşırı yüksek teknik seviyeye sahip bir makinadan genel olarak ekonomik bir çalışma beklenmemelidir.

            Örneğin mekiksiz ve çok fazla dokuma makinalarının prensipleri 50yıldan beri bilindiği halde yakın zamana kadar ticari önem kazanamamış olmaları belli nedenlere bağlanabilir:

            1. İleri teknoloji seviyesine sahip makinaların imalatında kaliteli malzeme, aşırı hassas mekanizmalar ve mükemmel yapıda hidrolik, pnömatik ve elektronik sistemlerin kullanılma zorunluluğu belli bir sürenin geçmesini gerektirmiştir.

            2. Tekstil makine  mühendisliği ve makine imalat sanayii böylesine yüksek hassasiyette makinaları makul fiyatlarla üretmeyi başaramamışlardır.

            3. Tekstil endüstrisi, böyle ileri teknikleri kullanabilecek organizasyona ve otomatizasyonu teşvik edici bir ortam sağlayamamıştır.

            İl mekiksiz dokuma makinaları dar olarak imal edilmişlerdi. Örneğin ilk Sulzer mekikçikli tezgahının eni 2.16 m, jet dokuma makinalarının ki ise 4.05 m. idi.  Fakat bu genişlik gitgide artırılmış, mekikçiklerde 5.45m.’ye, hava jetlilerde ise 4 m.ye ulaşmıştır.

            1965 ile 1975 yılları arasında toplam kumaş üretimi  % 10-12 azalmış olmasının sebebi daha yüksek  üretim  hızı olan dokuma makinalarının imal edilmiş olmasındandır. Ayrıca vardiya sayıları genel olarak artırılmış ve makinaların ortalama verimi % 82-85 civarına yükselmiştir.

            Otomatik mekikli dokuma makinalarının imalatı tahmin edilen durumun aksine kesilmemiş, yalnızca 1978’de bunlardan 30.000 tane daha imal edilmiştir. Her ne kadar mekikli tezgahlar yüksek üretim seviyelerine çıkamıyorlarsa da, yine de yapımları devam etmektedir. Buna karşılık 1985 yılından itibaren jetli, mekikçikli ve kancalı sistemlerin daha  hızlı bir şekilde yayılacağı umulmaktadır. Mevcut koşulların sürmesi halinde, 1990 yıllarında kancalı dokuma makinalarının üretimde en büyük paya sahip olacaklarına kesin gözüyle bakılabilir.

            Birim üretim alanı (1 m2) için verimde görülen artışın nedeni sadece modern tezgahların yüksek üretimi olmayıp aynı zamanda masura değiştirme işleminin ortadan kaldırılmış olmasından dolayıdır. Ayrıca mekiksiz  tezgahlara uygulanan  geliştirilmiş durdurma mekanizmaları, kumaş kalitesini yükselttiği için,  kumaş kontrolü ve cımbız işlemleri çok azalmıştır.

            Modern tezgahlarda işçilik verimini yükselten çeşitli faktörler bulunmaktadır. Böylelikle örneğin bükümsüz, haşıllanmamamış çözgüler su jetli dokuma makinalarında çalışabilirler. Çözgü leventlerinin hazırlanmasında büyük çağlıkların kullanılması ise işlem sayısını azaltmıştır. Mekiksiz tezgahlarda işçilik verimini artıran en önemli etken ise, masura sarma ve batarya doldurma işlemlerinin ortadan kaldırılması olmuştur.  Çünkü el ile yapılan işlemler yavaş yavaş ortadan  kaldırılmaktadır. 

DOKUMA MAKİNALARININ SINIFLANDIRILMASI

            Dokuma makinalarının sınıflandırılmasını çeşitli  şekillerde, yapmam mümkündür. Faz sayısına, atkı atma sistemine,  ağızlık açma mekanizmasına göre sınıflandırmalar yapılmıştır.

I. Faz sayısına göre dokuma makinalarının sınıflandırılması.

A. Tek fazlı dokuma makinaları

            Endüstride   kullanılmakta  olan  dokuma makinaları tek fazlı sistemlerdir. Mekikçikli,

kancalı veya akışkan jetli dokuma makinaları belli bir çalışmanın da, dokuma işlemlerinden ağızlık açma, atkı atma ve tefe vurma safhalarını bir kez gerçekleştirmektedirler. Tezgah üzerinde aynı anda ikinci bir ağızlık açma, atkı atma veya tefeleme yapılması mümkün değildir.

B. çok fazlı dokuma makinaları

            Bir dokuma makinasında, aynı anda farklı yerlerde birden fazla dokuma işlemi gerçekleştiriliyorsa,  bunlara çok fazlı dokuma sistemleri denir. Bunlardan  belli bir anda, birden daha fazla yerde ağızlık açılırken, atkı atma ve tefe vurma işlemleri de yapılmaktadır. Çok fazlı dokuma makinaları kendi aralarında ikiye ayrılmaktadır.

            1. Yuvarlak dokuma makinaları: Eskiden jüt, şimdilerde polipropilen veya polietilen şeritlerden çuval dokuyan  4 veya  6 mekikli makinalardır.

            2. Düz çok fazlı dokuma makinaları: Bu makinalarda dokuma işlemi aynı anda bir çok yerde vuku bulmaktadır. Küçük atkı taşıyıcılar önlerine açılan ağızlıkta ileri gelirken, bir atkılık iplik uzunluğunu kumaş enince taşırlar. Tefeleme sürekli olup, genellikle profilli dönel bir tarak ile gerçekleştirilir. Çalışma hızı çok yüksek olmayan buna karşılık atkı  kayıt hızı 2000m/dak. Civarında bulunan makinalardır. Sıra ağızlıkı ve dalga ağızlıklı sistemler düşünülmüş olmakla birlikte ticari bir önem kazanamamışlardır.

            İki fazlı sert kancalı dokuma makinalarının da düz çok fazlı tezgahlar sınıfına alınması gerekmektedir.

            II. Atkı atma sistemine göre dokuma makinelerinin sınıflandırılması:



MEKİKLİ DOKUMA MAKİNALARI

         Mekikli dokuma makinaları, günümüzde mekiksiz dokuma makinalarının hızlı gelişimi neticesinde kullanımda yavaş yavaş kalkmaktadır. Fakat kesin olarak gerçek kumaş kenarının elde edilmek istendiği durumlarda veya yüksek üretim hızlarına gerek duyulmadığı durumlarda mekikli tezgahlar kullanılmaktadır. Yeni yeni gelişen teknik tekstil kapsamında çok büyük ende yapılması gerekli jeotekstil yapılarının üretiminde mekikli tezgahlar yaygın olarak kullanılmaktadır.

Mekikli dokuma makinalarında mekik ve üzerinde taşıdığı atkı ipliği,ağızlığın her açılışında,makinanın sağ ve solunda bulunan mekik yuvaları arasında hareket etmektedir.Bu işlem masura üzerindeki atkı ipliği bitinceye kadar devam eder. Mekik üzerindeki masura boşaldığında,masura otomatik olarak değiştirilir. Mekik çeşitli vuruş tertibatları kullanılarak fırlatılabilmektedir.

    Mekik, gövdesi sert ağaç veya plastik döküm denilen fenolik malzemeden yapılmış, uçları sivriltilerek çelik uç takılmış, üzerinde atkı masurasını taşıyan, dikdörtgenler prizması biçimli atkı taşıyıcı elemandır. Mekiklerin ağırlıkları 300-900 gr arasında değişmektedir.

    Mekik, atkı masurasını üzerinde taşımaktadır.Dolayısıyla mekik, endirekt bir taşıyıcı elemandır. Her mekik bir masura taşımaktadır. Bu durum tek renk ve tek cins atkı ipliği ile çalışmayı zorunlu kılmaktadır.

 

 Mekikcikli dokuma makineleri, mekikli dokuma makinelerinde üretim hızının arttırılabilmesi için atkı atma işleminin, mekikten çok daha küçük bir elemanla yapılması düşüncesinin ortaya çıkması ile 1952 yılında ticari olarak piyasaya çıkarılmışlardır.

  Mekikcikli dokuma makinalarında, üretim, verimlilik ve hız, mekikli tezgahlara göre oldukça üstündür. Özellikle mekikcikli dokuma makinelerinde mekikli tezgahlardan daha büyük atkı atma hızlarına ulaşılmaktadır (Genel olarak mekiklilerde ortalama hız 150-200 m/dak   ; mekikçiklilerde ise 400-540 m/dak civarındadır).

          Mekikçikli dokuma makinelerinde üretimi arttırıcı iki önemli faktör bulunmaktadır

       a ) Mekikçikli tezgahlarda, atkının sağıldığı elemanın (bobin) üzerinde, mekikli tezgahlarda atkının

            sağıldığı masuralardan daha fazla iplik bulunmaktadır. Böylece aynı çalışma periyodunda

            mekikçikli tezgahlardaki duruş sayısı daha düşük olacaktır.

              b ) Mekikçikli tezgahlarda kullanılan atkı taşıyıcı eleman (mekikçik), mekikli tezgahlarda kullanılan    

                  atkı taşıyıcı elemandan (mekik) yaklaşık 10 kat daha küçüktür. Böylece atkı atma sistemi çok   

                  daha    

              yüksek hızlarda çalıştırılarak üretim arttırılacaktır.

  Mekikçikler gövdeleri sertleştirilmiş ve taşlanmış çelik veya özel alaşımlı metallerden yada sentetik maddelerden yapılabilmektedir. Özellikle karbon kompozit malzemeden yapılmış mekikçiklerin ağırlıkları çok düşük seviyelerde olduğundan  makinenin hızının arttırılması sağlanabilmektedir.    Mekikçikler yaklaşık olarak, 9 cm boyunda, 14 mm eninde, 6 mm yüksekliğinde ve 40-70 gr arasındaki ağırlıklara sahiptir (kompozit malzemelerden yapılmış mekikçiklerin ağırlığı 10 gr’a kadar düşürülmüştür). Ağır mekikçikler kalın atkı ipliği ile çalışmada, hafif mekikçikler ise ince atkı ipliği ile çalışmada idealdirler.

     Mekikçikli dokuma makinelerinde, birden fazla mekikçik bulunmaktadır. Mekikçikli tezgahlarda bulunan mekikçik sayısını kumaş eni belirlemektedir. Yani,tezgaha yerleştirilecek mekikçik sayısı, dokuma makinesinin eni ile doğru orantılıdır. Dolayısıyla tezgah eni arttıkça kullanılabilecek mekik sayısı artmaktadır.

     Mekikçik sayısı tamamen makine enine bağlı olarak değişir. Bu nedenle çalışma eni inç değerine çevrilerek bulunan değerin sonundaki rakam atılır. Kalan rakama ise 5 eklenir. Örneğin 3,925 m çalışma enindeki bir dokuma makinesinin inç cinsinden çalışma eni yaklaşık 155 olarak bulunur. 5 rakamı atılır ve kalan 15 özerine 5 eklenir ise 20 adet mekikçik kullanılması gerekliliği ortaya çıkar.

     Mekikçik seçimi, dokuma tezgahının çalışma hızının daha da önemlisi çalışılan iplik cinsine bağlı olarak yapılmalıdır. Dokumada uygun mekikçiğin kullanılması elde edilen kumaşın kalitesinin ve dokuma performansının artmasını sağlamaktadır

 

KANCALI DOKUMA MAKİNALARI

 Kancalı sistemler çalışma durumuna ve özelliklerine göre çeşitli guruplara ayrılır.

Kancalı dokuma makinalarının sınıflandırılması

Kanca sayısına göre: Tek Kancalı, Çift Kancalı

Atkı transfer sistemine göre: Gabler, Dewas

Kanca tipine göre: Sert, Esnek, Teleskobik

Faz sayısına göre: Tek fazlı, İki fazlı

ESNEK KANCALI DOKUMA MAKİNALARI:
Bu tezgahlarda kanca başları esnek bant vasıtasıyla sevk edilir. Bu bantlar çelik şeritlerden veya sentetik maddelerden yapılır. Kancaları taşıyan bantlar kıvrılarak sarılma hareketi yaparlar. Bu nedenle esnek kancalar fazla yer kaplamaz. Ancak esnek kancaların ağızlık içinde kılavuzlanması gerekir. Kılavuzlama nedeniyle zamanla aşınmalar söz- konusu olmaktadır.

HAVA JETLİ DOKUMA MAKİNALARI



Hava jetli atkı atma sistemi günümüzde hız acısından en hızlı sistemdir. Bu sistemde atkıyı taşıyıcı bir eleman bulunmadığından gerek hız gerekse üretim acısından diğer sistemlere göre avantajlıdır. Ancak hava akımıyla taşınan ipliğin hız farkından dolayı iplik bükümünün açılma riski fazladır. Hava jetli ile atkı atmada önce atkı bir bobinden sağılarak gerilim düzenleyiciden geçirilir. Daha sonra atkı ölçme cihazı bir atkılık ipliği ölçerek atıma hazır hale getirir.Atkı ipliği ana jet içerisinden püskürtülerek atkı atımı gerçekleşir. Geniş enli tezgahlarda ana jet dışında tarak önlerine yerleşmiş yardımcı jetler de kullanılır. Hava jetli tezgahın bir özelliği de tarak yapısının oyuklu şekilde olmasıdır. Bunun nedeni püskürtülen havanın dağılmadan en uzak noktaya kadar gönderilebilmesidir. 

SU JETLİ  DOKUMA MAKİNALARI

          Atkı atma yönteminin haricinde su jetli dokuma makinaları görünüş bakımından klasik tezgahların yapısından pek farklı değildir. Bunlarda atkı, çapraz bobinden sağılıp, gerilim düzenleyicisinden geçtikten sonra, gerekli atkı uzunluğu ayarlanıp atkı atma memesine verilmektedir. Su jetli tezgahlarda, kapanan valfli meme veya açık meme kullanılabilmektedir. Hiçbir hareketli parçası bulunmayan açık meme, basit olmasına karşılık su tüketiminin fazlalığı ve atkı aralarında su sızıntısı nedeniyle mahzurlu sayılabilir.

        Atkının kaydı sırasında sıvı, meme içinden püskürtülene kadar pompa tarafından ivmelendirilir ve jetin memeden çıkışta birlikte serbest ortam içinde akış başlar. Memeden sıvının dışarı akışı kompakt bir jet formunda olmalıdır. Bu durum atkı kaydını sağlayacak bir çekiş için gereklidir. Serbest çevrede akış sıra ile; kompakt, dağılan ve atomize olan formlarda görülürse de, dokuma için yararlı olan kısım ilk yani kampakt akış bölgesidir.

        Eğer atkı ipliği sabit atkı hızı ile sevk edilirse, ön uç hava direnci sebebiyle azalan bir hıza sahip olacak arka hız sabit hızla geldiğinden dolayı da iplik burkulacaktır. İpliğin burkulmasının diğer bir sebebi de atıldıktan hemen sonra frenlenmesidir. Bu frenleme sonucu iplik ekseni boyunca çekme ve basma gerilmelerinden oluşan bir titreşim meydana gelir ve sonuçta iplik burkulur. Burkulmayı önlemek yani atkı ipliğinin ağızda düz tutabilmek için jetten ağızlığa ipliğin verilişi azalan bir hızla gerçekleşmelidir. Jetteki hız azalması, hava direnci dolayısıyla ön uçta meydana gelen hız azalmasından daha fazladır.

       Başlangıçta atkının önü, jetin önünden 30-60 mm kadar geride hareket eder. Daha sonra jet yavaşlar ve kinetik enerji kazanmış olan atkı ipliği ona yaklaşır. Deneyler göstermiştir ki; su jeti 15 cm’lik bir mesafede saçılmaya başlamaktadır. 52 cm ‘lik bir yol alınınca atkının önü jetin 6 cm gerisinde kalmakta ancak bu sırada jet atom ize olmaya başlamaktadır. 158 cm ‘de atkının önü jet önünde 4 cm ‘ ye kadar yaklaşır. Bu sırada jet damlacıklar halinde bulunmaktadır. 170 cm mesafede atkı ipliği frenlenmiş olup sıvı dispers durumunda ağızlığı terk eder. Jetin hızı, yolun sonunda atkı ipliğinin hızından daha küçük olduğundan bağıl hız negatif değer alacaktır. Bundan sonra atkının kıvrılıp titreşim yapması mümkündür.

       Ağızlıkta yüksek bir hızla hareket eden atkı ipliği tüm çözgü enini kat ettikten sonra, frenlenmeli ancak bu çok ani bir biçimde yapılmamalıdır. Öte yandan kısalma veya kıvrılmayı önlemek için bir parça gerilimin sürdürülmesi önemlidir. Su jetinin ekseni çok az kumaş çizgisine atkı ipliğine yapışarak onu tefeler hem de çekilmesini önleyerek frenler.

Su jetli tezgahlarda atkı atma sistemi üç ana kısımdan oluşmaktadır.

POMPA ------- VALF ------- JET

 

                     Ağızlık açma mekanizmalarına göre  dokuma makinalarının sınıflandırılamsı:

     Dokuma makinalarında, atkının atılmasından önce, çözgü ipliklerinin iki  tabakaya ayrılarak oluşturduğu, üçgen kesitli tünele “ağızlık” adı verilmektedir .açılan her ağızlık içinden kaydedilen atkı ipliğinin üstünde ve altında bulunması gereken çözgü ipliklerinin belirlenmesi için çeşitlil sistemler geliştirilmiştir ve bunları çalıştırmakta kullanılan mekanizmalara “ağızlık açma mekanizmaları” denilmektedir.

            Ağızlık açma mekanizmaları dokuma işlemlerinden ilkini denetler,  kumaş kalitesini ve makine kullanışlılık derecesini belirler. Bu bakımdan dokuma örgüsünün sade veya karmaşık olması, örgü raporunun genişliği ve yüksekliği birinci  derecede ağızlık açma mekanizmasının seviyesine bağlı olmaktadır. Ağızlık açıldığı sırada çözgü ipliklerinin geçirilmiş olduğu gücülerin bir  kısmı yukarıda, bir kısmı aşağıda bulunurlar. Eğer ağızlık gücü çerçeveleri yardımıyla açılıyorsa, bu durumda bütün gücülerin aynı hizada bulunmaları mümkün olmayacaktır. Gücülerin tek tek harniş kaytanları ile kaldırıldığı durumda da yine benzeri sorun ortaya çıkmaktadır. Yani eğeri aşağı ve yukarı çözgü tabakasındaki ipliklerin bir hizada bulunması isteniyorsa kumaş çizgisine daha yakın olanların az, kumaş çizgisine uzak olan gücülerin ise uzaklıklarına göre daha fazla kaldırılmaları gerekir.  Böylece “ temiz ağızlık”  elde edilmiş olacaktır.  Gücü ile kumaş çizgisi arasında ipliklerin aynı hizada olmasına karşılık, gücü ile çapraz çubuklar arasında bu iplikler bir hizada  olmayacaklardır, ancak bu kısımdan atkı taşıyıcı geçmeyeceği için karışık olmaları önemli değildir.

             Çeşitli örgülerin dokunmasında bazı çerçevelerin, rapora uygun olacak biçimde, peş peşe yukarıda ve aşağıda (birkaç atkı için) kalmaları gerekebilir. Bezayağı dokuma bir çerçeve her atkıda konum değiştireceğinden bu durum söz konusu değildir.  Eğer aynı hareketi birden fazla atkı için yapması gereken çerçeve, atkı aralarında konum değiştiriliyorsa bu ziyan edilmiş hareket olacaktır. Örneğin raporda çözgü ipliği, üç atkının üstüne bulunuyorsa, bunun çerçevesinin de bu üç  atkıda  yukarıda kalması gerekir. Böylece hareket boşa gitmemiş olacaktır. Buna göre ağızlıklar dörde ayrılır.

Altta kapalı ağızlık:

Bunda, bütün çözgü iplikleri her atkıdan sonra en altı konuma inerler. Peş peşe aynı hareketi yapması gereken çözgüler de en altta indirildikleri için büyük hareket  sarfiyatı ortaya çıkar. İlkel armürlerde, el tezgahlarında ve tek stroklu jakarlarda bu ağızlık kullanılmıştır.

b) Yarı açık ağızlık:

Bu tip ağızlık çerçeveler  yine  en alt konuma kadar inerler. Fakat iki veya daha fazla peş peşe üstte kalması gereken çözgü iplikleri en alta kadar değil, sadece orta konuma kadar indirilirler. Böylece  hareket  miktarından bir parça  tasarruf edilmiş olur.  Böyle ağızlıklar çift stroklu jakarlarla elde edilirler. Atkı aralarında bazı çözgüleren alta kadar inmediği için bu tipe “yarı açık” adı verilmiştir.

c) Orta kapalı  ağızlık:

Bütün çözgü ipliklerinin  orta konuma getirildiği ağızlık  tipidir.  Bir sonraki atkı sırasında yine aynı hareketi yapması gereken çerçeveler bile, bu tip ağızlıkta ortada aynı hizaya gelirler. Bu durumda da büyük hareket israfı söz konusudur. Yine de bu israf altta kapalı ağızlığa  göre daha azdır. Pek fazla kullanılmayan bu ağızlık  tipi bazı armür ve jakarlarla elde edilmektedir. Leno dokumanın bazı türleri için kullanılmıştır.

 

            d) Açık ağızlık:

            Bu ağızlık ile lüzumsuz hareketler ortadan kaldırıldığı için boşa sarf edilmiş hareket yapılmamaktadır. Birbiri  peşi sıra aynı hareketi yapacak, ayni  yukarıda veya aşağıda kalacak çerçeveler konum değiştirmezler. Dolayısıyla ağızlık da kapanmaz. Ancak bezayağındaki gibi, her atkıda çerçeveler yer değiştirilirlerse yine kapanma durumu ortaya çıkar. Kamlı mekanizmalar  ve çift stroklu armürlerle bu ağızlık oluşturulur.

            Yukarıda bahsedilen ağızlık tiplerinin altta ve ortada kapanan durumlarında, bir hareket ziyan bulunmasına karşılık, atkı aralarında çözgüler aynı düzleme geldiklerinden, kopuk bağlama sırasında dokumacının işi çok kolaylaşır. Bu avantajı sağlamak amacıyla çift stroklu armürlere bütün çerçeveleri kolayca aşağı indiren bir çerçeve seviyeleme cihazı  ilave  edilmektedir.

            Buraya kadar açıklanmış bulunan ağızlık oluşumu için çok çeşitli ağızlık açma mekanizmaları geliştirilmiştir. Bu mekanizmaların desen yetenekleri yani dokuyabildikleri örgü raporunun büyüklüğü doğrudan kendi dizayn ve konstrüksiyon olanaklarına bağlıdır.

            Temelde; kamlı, armürlü ve jakarlı ağızlık açma mekanizmaları olarak  üçe ayrılan bu sistemlerin arasına bazı tasarım farklılıkları mevcuttur. Kamlı ve armürlü ağızlık açma tertibatları çerçeveleri çalıştırmaktadırlar. Böylelikle her çerçeve üzerindeki gücüler ve bunlardan geçirilmiş olan çözgüler hareket ettirilmiş olurlar.  Bu durumda çerçeve sayısı kadar çözgü grubundan  ve çözgü hareketinden  bahsedilebilir.  Jakarlı ağızlık açmada ise çerçevelere değil, kancalara harniş kabloları ile bağlı gücü gruplarına doğrudan hareket verilir.

            Sistemler arasındaki diğer bir temel farklılık örgü raporu yüksekliğinin  oluşturulmasındadır. Kamlı ağızlık açmada  her  atkıda hangi çerçevenin nerede olacağı bellidir.  Bunu değiştirmek için başka bir örgüye ait kam paketinin takılması icap eder.

            Armürlü  ve jakarlı sistemlerde ise  programlama olanağı mevcuttur.  Kartonlara delik delmek,bakla ya da çiviler yerleştirmek veya modern sistemlerde olduğu gibi elektronik seçme tertibatı kullanmak, çerçeve veya gücü hareketinin programlanmasına imkan vermektedir.

a)Kamlı ağızlık açma  mekanizmaları:

Bunlar  bezayağı  örgü  için  olanlarla  4,5,8,10   veya   12   çerçeveli   dokumalar  için

yapılanlar şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Ağızlık hareketi alt mile takılan kamların profillerine uygun olarak meydana getirilir. 8 veya 10  atkı yüksekliğinde raporlar  dokuyabilirler. Ayrıca türlü taharlar yapılarak örgü raporunungenişliğini artırmak mümkündür. Alt milden dişlilerle tahrik alan bir ara mile kamlar takarak atkı  raporu da yükseltilebilir. Bu mekanizmalar bakım ve maliyet yönünden pahalı değildirler. Basit güçlü olduklarından kumaş hatalarına sebep olmazlar ve tezgah hazını da sınırlamazlar. En büyük mahzurları sınırlı desenleme olanaklarıdır. Ayrıca örgünün  dğiştirilmesi gerektiğinde kamp plakalarının değiştirilmesi veya  en azından yeniden düzenlenmesi gereği bu sistemlerin sık sık örgü değiştirilmesi gerekmeyen durumlarda kullanılmasını teşvik etmektedir. Kamlı sistemlerle dokunabilen kumaşları bile bu nedenle eğer sık sık desen değişecekse armürlü tezgahlarda dokumak uygundur. Dünyada dokunan  kumaşların çoğu bu  tip ağızlıklı sistemlerle üretilmektedir.

       KAMLI AĞIZLIK AÇMA MEKANİZMALARI

            Dokumada, örgü raporuna göre çerçeve hareketini sağlayan mekanizmalar incelendiğinde bunların çoğunlukla kamlı olduğu görülmektedir. Ayrıca kol mekanizmaları, eksantrik ya da dairesel olmayan dişliler de bazen bu iş için kullanılmaktadır. Bu hareket verme mekanizmaları dokuma makinası ana milinin dönme hareketin, çerçevelerin inip kalkma hareketine dönüştürmektedir.  Hareket genellikle manivelalar, çekme kolları, zincirler, kablolar ya da bantlardan oluşan bir takım tertibatlarla aktarılır. Jakar makinalarında harniş kaytanlarına gücüler bağlanmış ve alt uçlarına ağırlık veya lastikli geri çekme vasıtaları takılmış olup  bunlar kaldırma tertibatıyla irtibatlıdır. 

            Günümüzde kam dizaynı kompütürler ile yapılmaktadır. Hareket eğrisinin denklemleri verilmekte ve kamın polar koordinatları, izleyici yarı çapı ile takım tezgahının bıçakları dikkate alınarak hesaplanabilmektedir.

            Ağızlık açma mekanizmalarının tanıtılmasında kullanılan “pozitif” ve “negatif”  terimleri aynı zamanda kamların iki kategoride  toplanmasını sağlamaktadır.

            Eğer çerçeveler tamamıyla kam ve kol mekanizmaları tarafından  kaldırılıp indiriliyor ve sürekli  kontrol ediliyorlar ise böyle bir durum “pozitif” ağızlık  açmayı temsil eder. Herhangi, bir geri getirme kuvveti (yay, ağırlık)  kullanılmaz. “Negatif” ağızlık açma sırasında  mekanizma çerçeveleri sadece kaldırır (veya indirir). Çerçevenin geri getirilmesi için yay veya ağırlık  gibi bir kuvvete gereksinim duyulur. Geri getirme tertibatları olmadan çerçevelerin hem kaldırılması hem de indirilmesi pozitif kamlarla sağlanmaktadır. Daha iyi bir görüş, aydınlatma ve temizlikçi açısından dokumanan edeüst yapısı bulunmayan tezgahlar tercih edilir. Bu bakımdan çeşitli pozitif kamlı ağızlık açma mekanizmaları düşünülmüştür.

            Modern ağızlık açma ve tefe mekanizmalarında genellikle bir kam ile karşılık kam çifti kullanılarak pozitif hareket elde edilmektedir. Her kamın bir izleyicisi bulunmakta ve bunlar bir manivelaya takılmaktadır. İzleyiciler arası uzaklık sabittir. İzleyiciler kendilerine ait kamların çevresi üzerinde hareket ettiklerinden karşılık kamın çok hassas olarak dizayn edilmiş ve millerin, kamların ve izleyicilerin birbirlerine göre çok iyi ayarlanmış olmaları şarttır. Bu ise yüksek bir mühendislik seviyesine ihtiyaç göstermektedir.

            Sulzer dokuma makinalarında kullanılan böyle bir kam mekanizması (Şekil 20)’de görülmektedir. L manivelası iki toparlak izleyici vasıtasıyla F mesnedi etrafında salınım yaptırılmaktadır. Bunların her biri bir kam ile temas etmektedir. Ağızlık derinliğinin ayarlaması A’daki vidayı gevşeterek S kısmını aşağı yukarı hareket ettirmek suretiyle yapılabilir.  Bu ayar ağızlık yüksekliğini etkilemeyecektir. B’deki  ayarlama ise ağızlık yüksekliğini değiştirmek içindir. Her iki ayar da, tezgahın yan tarafında ve erişebilir bir konumdadır.

     
Armürlü ağızlık açma mekanizmaları:

        Armürlü mekanizmaların  desenlendirme olanağı çok daha geniş olup, 12,16,20,25 ve çok özel durumlarda 33 hatta 45 çerçeveye kadar dokuma yapmaları imkanı vardır. Bütün çerçeveler bir kam veya krank tahrikli kaldırma mekanizmasıyla hareket ettirilir. Fakat  çerçevelerin kalkış düzeni, belli bir kumaş örgü raporu için hazırlanan desen zinciri, delikli kart veya program bandıyla kontrol edilir.  Çerçeve  sayısının belli olduğu bir durumda, kartonun veya desen  zincirinin uzunluğu artırılmak suretiyle örgü raporunun yüksekliği çok büyütülebilir.  Buna taharlama olanakları da  ilave edilirse armürlü sistemlerle çok geniş desenleme olanakları bulunduğu anlaşılacaktır.

            Bütün bunlara karşılık bu mekanizmaların kuruluş ve bakımı güç ve pahalıdır. Hareketli parçaları çok olduğundan bir takım aşınmalar ortaya çıkmaktadır. Kumaş hatalarına sebep olabilir ve çalışma hızına sınırlama getirirler. Modern dokuma makinalarında armür hızları 700dev/dak. Seviyesine  ulaşmış bulunmaktadır. Fakat modern  makinalarda  tezgah hızlarını asıl sınırlayan faktörün  kullanılan malzeme olduğunu da belirtmeliyiz. Armürlü tezgahlarda desen değiştirmek daha kolay ve masrafsız olup kısa zamanda halledilebilmektedir.

Armür mekanizmaları, jakar mekanizmasınınilk adımı sayılan, çerçeveli ağızlık açma olayınıgerçekleştiren makinelerdir.
 Armür Makinesinin Tanımı
Armür, dokuma makinelerinde ağızlık oluştur¬mak için kullanılan, bu amaçla çerçevelerin ha¬reketlerini sağlayan ağızlık açma tertibatların¬dan birisidir.
Armür mekanizmalarıyla desenlendirme olanağı, eksantrikli ağızlık açma tertibatlarından fazla, jakarlı ağızlık açma tertibatlarından azdır. Arınür mekanizmaları kumanda sistemleri itibarıyla, jakar mekanizmalarının çıkış noktası sayılabilir.
Aradaki fark, armürde gücülerin takılı olduğu çerçevelere hareket iletilmesi, jakarda ise ser¬best halde bulunan gücülere tek tek hareket iletilmesidir.
Armürlü dokuma makinelerinde desenlendir¬me çeşidi ve motiflerin büyüklüğü çerçeve sayı¬sı ile sınırlıdır. Armürlü dokuma makinelerinde çerçeve adedi genel olarak en fazla 32 dir. Ancak özel durumlarda 48 çerçeve ile de çalışıla-bilmektedir. Çerçeve adedi armür mekanizmasının yapımında belirlenir. Piyasanın ihtiyacına ve ekonomikliğine göre çeşitli sayılarda çerçeveyle çalışmaya olanak tanıyan armürler yapıl¬maktadır.
 Armür Makinelerinin Sınıflandı¬rılması
Armür makineleri temel prensibleri aynı olma¬sına rağmen, kumanda sistemlerine göre, hare¬ket iletimlerine göre sınıflandırılırlar. Armür makineleri hareket mekanizmalarına göre genel olarak

Negatif hareketli armürler
Negatif hareket yapan armürler dokuma çerçe¬velerini sadece yukarı kaldırır. Çerçevelerin ge¬ri hareketi çerçevelere bağlanan yaylarla sağla¬nır. Basit yapısı nedeniyle yaygın bir kullanım alanı bulmuştur
 Elektronik kontrollü, negatif ağız¬lık açan, maksimum 16 çerçeve ve 6400 atkı ra¬poruyla çalışan hava jetli dokuma makineleri için üretilmiş armür (Stâublı).

Pozitif hareketli armürler
Pozitif hareket yapan armürler dokuma çerçe¬velerinin hem yukarıya kaldırılmasını, hemde geri hareketini gerçekleştirir. Ağır kumaşların dokunduğu dokuma makineleri için tercih edi¬lir Armür makinelerinin hareket mekanizmalarına göre sınıflandırılması

 Gücü çerçevelerine negatif bir ha¬reket vererek çerçevelerin yukarı kalkmasını sağlayan armürlerin çerçevelere hareket ileti¬minin ve yaylarla çerçevelerin geri hareketinin şematik gösterimi.
Tek kurslu armürler
Armür makinesinin bir devrinde bir atkı atılır. Atkı atma hızı çok düşük olduğu için günümüz¬de sadece yünlü dokuma yapan eski tip mekikli tezgahlarda kullanılmaktadır.
Çift kurslu armürler
Armür makinesinin bir devrinde iki atkı atılır. Atkı atma hızı yüksek dokuma makinelerinde tercih edilir. Günümüzde bütün armür makineleri çift kurs-ludur. Modern dokuma makinelerinin hepsin¬de çift kurslu armürler kullanılmaktadır
 
Amür makinelerine istenilen örgüye ve desene göre kumanda edilmesini sağlamak için meka¬nik armürlerde kullanılan desen kartonlarının hazırlanmışına rehber¬lik eden armür planının yapılması gerekir. Ar¬mür planı dokunacak kumaşın örgü veya motif raporu ve buradan çıkarılan tahar planından sonra yapılır.
Armür planı örgüye ve tahara göre atkı atılır¬ken hangi çerçevelerin yukarıya kalkması ge¬rektiğini gösterir.

 Armür Kartonlarının Delinmesi
Dokuması yapılacak örgünün veya desenin armür planı hazırlandıktan sonra bunun armür makinesine kumanda edebilecek hale getiril¬mesi için mekanik kontrollü armürlerde desen kartonlarına delinerek veya desen çubuklarına çivi yada role takılarak aktarılması gerekir. Gü¬nümüzde bütün mekanik kontrollü armürlerde desen kartonları kullanıldığı için burada armür desen kartonu delme işlemi anlatılacaktır. Öncelikle armür planı çıkarılmış olan desenin çerçeve adedinin ve atkı rapor boyunun armürün kapasitesini aşmaması gerekir

 Armürler için poliester desen şe¬ritlerini, sonsuz şerit yapabilmek için iki ucunu ultrasonik kaynakla birleştirme makinesi (Stı-mın).
Çıkarılan armür planına göre kartonların de¬linmesine sağdan sola doğru başlanır. Armür kartonlarının armürdeki desen tomruğunda dönüşüde saat yönündedir. Delme işleminin ters yapılması yani soldan sağa doğru yapılması örneğin dimi örgülerinde dimi yönünü değişti¬rir.

 Armür Makinesinin Çalışma

 Platinlere bağlı olan platin iğnele¬ri yaylarla armür desen kartonları yani desen tomruğu üzerine bastırılmakta ve tomrukta iğ¬nelere doğru gidiş geliş hareketi yapmaktadır. Karton üzerindeki deliklere karşılık gelen iğne¬ler delikten içeriye girerler. Bu platin iğneleri¬ne bağlı olan platinler kaldırma bıçaklarının çalışına sahasına girer, delik olmayan iğnelerin platinleri ise bıçakların çalışma sahasının dışın¬da kalır. Bıçaklara takılan platinler bıçakla bir¬likte hareket eder ve platinlere bağlı hareket kollarıyla kaldırma hareketini çerçevelere ile¬tirler.
 Armür Motifleri
Armürlü dokuma makinelerinde üretilen kü¬çük çiçekli, benekli veya geometrik motifler armür motifleri olarak isimlendirilir Armür motifleri geleneksel olarak kuşgözü, çi¬vi başı, benekli, kareli, baklavalı, bal peteği gibi isimlerle bilinirler.
Eğer desenlendirme, çerçevelerin armürle kon¬trol edilmesi suretiyle yapılıyorsa, bu tür ku¬maşlara armür desenli kumaşlar denir. Armürlü desenlendirmede zemin iplikleriyle aynı renk ipliklerle veya renkli ipliklerle desen¬lendirme olanağı vardır. Zemin iplikleri ile ay¬nı renk ipliklerle desenlendirilen armürlü do¬kuma kumaşlara piyasada kendinden desenli dokuma kumaşlar adı verilir. Armür desenle¬rinde motifler genellikle küçük ve bağlantılı ol¬duğu için bu tip kumaşlarda iplik çıkmaları ve kaymalar görülmez.
Genel olarak daha fazla çerçeve gereksinimi nedeniyle, böyle bir deseni üretmek basit ana örgüleri üretmekten daha pahalı olacaktır. An¬cak jakara nazaran oldukça basit bir mekanik donatımla desenlendirme yapılır. Farklı hare¬ketleri yapan çözgü ipliklerinin uygun dizilme¬leri ile daha büyük, jakar benzeri desenler oluş¬turulabilir, ancak jakarlı desenler kadar ince hatlı ve net motifler elde etmek zordur

            Jakarlı ağızlık açma mekanizmaları:

            Dokuma makinalarında desenlendirme  olanağı en geniş olan ağızlık mekanizmaları jakarlı olanlardır. Bunlar bir program dahilinde bireysel gücü gruplarını işletirler. Jakar makinaları en az 200 gücü kaytanını kontrol edebilecek şekil yapılır. (Kenar jakarları daha az sayıda gücü için üretirler). Jakar büyüklüğünü kanca sayılarıyla vermek daha yaygındar. Çünkü her kanca, bir grup gücüyü kontrol etmektedir. 400,600,800,1200,1600 ve 2400 kancalı  jakarlar imal edilmektedir.  Ticari jakar makinalarının 408,612,660,896 ve 1344 kancası bulunur. Daha büyük sayıca kancaya ihtiyaç duyulursa iki jakar makinası yan yana  kullanılabilir.

Jakarlı desenlendirme, dokuma makinelerin¬den başka makinelerinden uygulanmış, bilinen en geniş desenlendirme olanağı veren jakar adı verilen bir tertibatla yapılan desenlendirme tekniğidir.
Bu bölümde jakar konusu aşağıdaki başlıklarda incelenmiştir. Ayrıca ağızlık açma mekanizma¬larında jakar tertibatının çalışma prensibi ay¬rıntılı olarak incelenmiştir.
a) Jakar makinesinin tanımı,
b) Jakar makinelerinin sınıflandırılması,
c) Jakar desen kağıdı,
d) Jakar deseni hazırlama,
- Jakar kartonu ve karton delme işlemi,
- Hamiş dizimi,
e) Jakar desenlerinde motif yerleştirme.
 Jakar Makinesinin Tanımı
Jakar makinesi, dokuma makinelerinde ağızlık oluşturmak için kullanılan, bu amaçla çözgü ip¬liklerine tek tek kumanda edebilen en gelişmiş ağızlık açma tertibatıdır.
Jakar makineleri ile desenlendirme olanağı ar-mür makinelerine göre çok daha fazladır. Çöz¬gü ipliklerine tek tek hareket iletebilme olana¬ğı olması büyük raporlu ve karmaşık motifli de¬senlerin dokuma kumaşta dokuma işlemi sıra¬sında elde edilmesine olanak vermektedir [Şe¬kil 21.34],
Jakarlı dokuma makinelerinde desen raporları¬nın büyüklüğü öncelikle jakar makinesinin iğne sayısına bağlıdır. Dokuma makinelerinde kulla¬nılan jakarlar 200, 400, 600, 896, 1200, 1312, 1344,1600,1792, 2688, 6144 kancalı olabilmek¬tedir.
 Jakar Makinelerinin Sınıflandı¬rılması
Jakarlı dokuma makinesi (Samt).
Jakar makineleri prensip olarak hepsi aynı te¬mel sistemde olmalarına karşılık kumanda sis¬temlerine göre, bir devirde ağızlık oluşturma sayılarına göre, silindir sayılarına göre, ağızlık oluşturma şekillerine göre olmak üzere çeşitli şekillerde sınıflandırılmaktadır. Jakar makineleri bir devirlerindeki ağızlık oluş¬turma sayılarına göre aşağıda gösterildiği gibi sınıflandırılır.
a) Tek kurslu jakar makineleri
b) Çift kurslu jakar makineleri
Jakar makineleri desen silindiri sayılarına görede ikiye ayrılırlar.
a) Tek silindirli jakar makineleri
b) Çift silindirli jakar makineleri Yukarda yapılan sınıflandırmalarda adı geçen jakar makineleri genellikle birlikte anılır ve in¬celenirler.
Tek kurslu, tek silindirli jakar makinaları
Tek kurslu, tek silindirli jakar makinelerinde makinenin bir devrinde bir atkı atılır. Hızları¬nın düşük olması ve fazla güç gereksinimi ol¬ması bu tip jakarların kullanımını hemen he¬men ortadan kaldırmıştır.'
Çift kurslu, tek silindirli jakar makineleri
Çift kurslu, tek silindirli jakar makinelerinde makinenin bir devrinde iki atkı atılır. Çift kurslu jakar makineleri günümüz dokuma makinelerinde en çok kullanılan jakarlardır. Jakar makineleri kumanda sistemlerine göre ikiye ayrılırlar.
a) Mekanik kontrollü jakar makineleri
b) Elektronik kontrollü jakar makineleri
Mekanik kontrollü jakar makineleri
Mekanik kontrollü jakar makineleri, kumandalarını istenilen desen ve örgüye göre hazırlan¬mış ve en az atkı rapor boyundaki atkı sayısı kadar olan delikli karton dizileri veya şerit kar¬tonlardan

 

Şerit kartonlu mekanik kontrollü jakar makinesi
a) Şerit desen kartonu, b) Jakar makinesi(Staublı).
Mekanik kontrollü jakar mekanizmalarının ana elemanları; iğneler, platinler, bıçaklar, tomruk, ınalvon tahtası, pedal, havandır. Desene göre delinmiş jakar kartonu tomruğa bağlanır ve karton iğneye, iğne kancaya hareket verir. Ha¬van bıçağına takılı kancalar, ağırlıklı jakar gü¬cülerine harniş ipi ile bağlıdır. Bunlar malyon tahtası deliklerinden geçirilen harniş ipliğini desene göre yukarı kaldırır ve ağızlık oluşumu¬nu sağlar. Atkı atımından sonra gücünün alt deliğine bağkağırlıkiar ile çözgü iplikleri aşağıya iner.
Elektronik kontrollü jakar makineleri
Elektronik kontrollü jakar makineleri kuman¬dalarını bilgisayarda hazırlanan disketlerden almaktadır.
Kumanda sistemi ve gücülere hareket iletimi manyetik bloklar sayesinde olmaktadır

 

 Elektronik kontrollü jakarlarda ağızlık açma mekanizmasının şematik aşamala¬rı; a) Hareketli makaralar c,b) Kancalar, d,e) Bıçaklar, f) Manyetik blok (Bonas).

Elektronik jakar makinelerinin bağımsız bilgi¬sayara sahip tipleride vardır [

 Bağımsız elektronik kontrollü ja¬kar makinesi (Stâublı).
Çekme ve kesme noppeli, rute-li, 1 veya çok renkli dokunabilen jakar desenli çözgü kadife
1) Tek silindirli olan jakar makinalarmda rapordaki her çözgü ipliği için 1 iğne ve 1 kanca bulunur. Yani her iğne 1 kancaya bağlı olup yay kutusundaki bir yay vasıtasıyla silindire doğru itilir.
1 kanca dizisini kaldırmak için 1 bıçak olması gerekir. 600 iğneli bir jakarda her sı¬rada 50 iğne bulunduğuna göre 600:50= 12 iğne sırası var demektir; her sırada 1 bıçak olduğuna göre de 600 iğneli jakarda 12 bıçak bulunması gerekir. Bıçak şasisi de her atkı ipliğinde 1 kere, aşağı ve yukarı hareket etmektedir. Jakar silindirleri 4 köşe, 5 veya 6 köşeli olabilirler. Silindirin yüzeyi deliklerle kaplı olup silindir üzerine rapordaki atkı ip¬liği sayısı kadar delikleri bulunan ve uçlarından birbirleriyle bağlanmış kartonlar geçiril¬miştir. 168
ÇİFT SİLİNDİRLİ JAKAR SİSTEMİ;
2) Çift silindirli jakarlarda her harniş kaytanının bağlı bulunduğu çözgü ipliği için 2 iğne ve dolayısıyla 2 kanca bulunur. Örneğin: 600 çözgü iplikli bir jakarın 1200 iğnesi ve 1200 kancası mevcuttur. Silin¬dirlerden biri tek numaralı atkı ipliklerinin; diğeri çift numaralı atkı ipliklerinin delinmiş desen kartonlarını kontrol eder.
Tek ve çift silindirli sistemin hareket mekanizmaları aynı olmakla beraber çift silin¬dirli jakar makinaları daha hızlı ve daha rahat hareketlidir.
Silindir üzerine kartonlar, delikleri silindir delikleriyle üst üste çakışacak şekilde yerleştirilir. Silindir, iğnelere doğru yatay hareket ederek iğnelere yaklaşır veya uzakla¬şır. Silindirin iğnelere doğru hareketiyle, karşısında delik bulunan iğnenin geri itilmesi mümkün olmadığından, delikten içeri girer buna bağlı olan kanca bıçağa takılır ve yu¬karı kaldırılır. Kancanın bağlı bulunduğu çözgü iplikleri ise o atkı ipliği için yukarı kal¬kar. Şayet iğnenin karışısına isabet eden nokta delinmemiş ise, bu iğne silindir tarafın-dan'itileceğinden bıçağa da takılamaz. Böylece bıçak şasisinin de yukarı doğru hareke¬ti ile kancanın bağlı bulunduğu çözgü ipliği de aşağı iner.

 
Bugün 12 ziyaretçi (14 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol